Peyzaj

“Peyzaj” deyimi Alexander Von Humboldt tarafından 19. Yüzyılın başlarında, bilimsel bir coğrafya terimi olarak literatüre sokulmuştur. Peyzajı “ Bir yer yüzü parçasının total karakteridir” diye tanımlamıştır.

Rus coğrafyacıları, peyzaj kavramına inorganik ve organik öğeleri de sokarak, bunların tümünün “ peyzaj coğrafyası” olarak incelenmesi fikrini ortaya atmışlardır. Bütün kavramsal gelişmeler, ayrıntılı olarak TROLL (1971)’ de açıklanmıştır. Alman biyocoğrafyacıların öncülerinden olan TROLL peyzajı şu şekilde tanımlamıştır: “Peyzaj bir mekanın tamamı ve görülebilen bütünlüktür”. Bu düşünceler peyzajı ekolojik ilkelere dayalı, doğayı koruma ve rekreasyon ile ilgili bir anahtar deyim haline getirmiştir.

APS(Avrupa Peyzaj Sözleşmesi); peyzaj kavramına yönelik sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal yeni anlayışlar getirmektedir ve sonuçta iki önemli konu ön plana çıkmaktadır: Sözleşmede “peyzaj” iki türlü tarif edilmektedir. İlk olarak peyzaj, nesnel (objektif) bir ifade ile “yeryüzü parçası” olarak tanımlanmakta, daha sonra öznel (subjektif) bir ifade ile bu yeryüzü parçasının bütün bireylerce kavranış biçimi olarak belirtilmektedir.